PAŞABAHÇE'DE YAZLIK SİNEMA
Bin dokuz yüz altmışların ilk yarısı...
Paşabahçe'nin tek yazlık sineması;
Bitişiğinde, Tevfik Paşa Yalısı.
Arada duvar ve defne yaprakları;
Zaten duvar üstü de cam kırıkları...
Sırtı oval-delik ahşap sandalyeler,
Boyası dökük hatta biraz nemliler,
Gıcırdak latalarla kenetlenmişler.
Ay ve yıldızlar, lamba oluvermişler;
İnip ateş böceklerine dönmüşler...
Ayşecik yiyecek aşırdı mutfaktan,
Necdet Tosun hoplar-göbek koşaraktan
Ve elde-kepçe kaçırdı, yakınından.
Perdede Muhterem Nur ve Salih Tozan,
Duygu fırtınası akardı, o zaman...
Film arası şişe-açacak şakırdı,
Sanki "lingo-lingo" diye çığırırdı,
İçerken genzime-burnuma kaçardı;
O yeşil gazoz karşıma hiç çıkmadı,
Bu anılar da yudum-yudum yazıldı...
Er arar, o yosun-deniz kokusunu;
Çaprazında Paşabahçe İlkokulu,
Henüz Hastane yoktu, karşısı boştu.
Şimdilerde hayal kırıklığı dolu;
Yazlık Sinemam olmuş, bir kum deposu!..
Hasan ER